Metallica, heavy metal’in şekillenmesindeki en büyük etkenlerden biri olarak hafızalara kazındı. Grup, keşfetmekten korkmayıp kendisine sürekli yeni bir mücadele yaratarak heavy metal’i dönüştürmekle kalmadı, ana akım müziğin evrilmesinde de pay sahibi oldu. 1981 yılında Lars Ulrich’in Kaliforniya’da bir dergiye Iron Maiden ve Diamond Head tarzında müzik yapmak için grup arkadaşı bulmak amacıyla verdiği ilan, efsanevi bir oluşumun fitilini ateşleyen hareket oldu. Böylece James Hetfield ile tanışan ve durmadan plak dinleyip metal hakkında konuşan Ulrich’in onunla kurduğu Metallica, büyük çıkışını Kill ‘Em All ile 1993’te gerçekleştirdi. Sonradan thrash metal olarak adlandırılacak, punk ve İngiliz metalinin birleşimi olan bir sound’a yer verilen bu albümle birlikte metal kültüründe yepyeni bir sayfa açıldı. Grup üyeleri, 80’lerin başında Bay Area, San Francisco’ya taşındılar. Davulda Lars Ulrich, gitarda Kirk Hammett, vokal/gitarda James Hetfield ve bas/vokalde Cliff Burton’dan oluşan grup, zamanla “Mahşerin Dört Atlısı” olarak anılmaya başladı ve 80’lerin glam çizgisinde öne çıkan ışıltılı görüntüden kaçınıp çok daha ciddi konuları işleyerek, progressive bir bestecilik anlayışıyla üretmeye devam etti. Kompleks parçalarında; yozlaşma, birey olma mücadelesi ve savaşın geride bıraktığı psikolojik şiddet gibi derin konulara eğildiler. Cliff Burton, 1986’da grubun tarihinde derin yaralar bırakacak bir otobüs kazasında yaşamını yitirdikten sonra onun yerini alan Jason Newsted eşliğinde çığır açan …And Justice For All yayımlandı. 1991’de ise onları küresel bir fenomene dönüştüren, bugün bile rekorlar kırmaya devam eden Metallica adlı albümü yayımladılar ve her zaman kendi yollarını çizmek konusunda başarılı oldular. 1996’da cüretkar bir değişime yol açan southern rock ilhamlı Load, 1999’da San Francisco Senfoni Orkestrası’yla kaydettikleri S&M (Live), 2011’deki tartışmalı Lou Reed ortaklığı Lulu ve hardcore merkezli St. Anger bu göz kamaştıran sürecin önemli durakları arasında yer aldı. Karanlık ve karmaşık olduğu kadar sade ve dolaysız bir çizgi benimseyen Metallica, dinleyicilerin hız ve güç algılarının değişmesinde de etkili oldu.