Onun hikayesi adeta bir peri masalı gibi başladı. Maksim Gazinosu’nda assolist olarak çıktığı ilk gecenin ardından ismi tüm Türkiye’de duyulan ve bir gecede yıldızlaşan Sibel Can (İstanbul, 1970), o zamandan bu yana TSM ve fantezi türündeki gösterişli diskografisiyle parladı. Orhan Gencebay destekli ilk stüdyo albümü Günah Bize ile 1987’de benzersiz bir çıkış yakalayan sanatçı, sahne çalışmalarına ağırlık verdi. Gazino kültürünün son temsilcileri arasında anılan yıldız, kendinden emin ve neşeli yorumuyla önemli bestecilerin çalışmalarını ölümsüzleştirdi. 1997 yılında Serdar Ortaç imzalı Padişah, kariyerinin en büyük hit’lerinden biri olarak uzun süre zirvede kaldı. Rast, uşşak ve hicaz makamlarından kalbinde iz bırakan klasikleri yorumladığı Türk Sanat Müziği albümü büyük beğeni topladı. Sezen Aksu imzalı Lale Devri’yle bir kez daha ışıldayan Sibel Can, arabesk müziğin efsanevi ismi Burhan Bayar’ın bestelerinden oluşan konsept albümü Arabesque’teki dokunaklı yorumlarıyla kariyerinin en güçlü çalışmalarından birine daha imza attı. Yenilikçi bakış açısı yolunun Ayla Çelik, Yalın, Halil Sezai, Eypio, Erdem Kınay gibi farklı türlerden müzisyenleriyle kesişmesini sağladı. Benzersiz sahne performanslarıyla kariyerinin ilk yıllarından itibaren hayranlarını büyülemeyi başaran yıldız, çok izlenen televizyon programları ve baş rolleri üstlendiği dizileriyle de Türkiye’de eğlence endüstrisinin vazgeçilmez simalarından biri olarak anılıyor.